A.VEDAT TARAKCI
KİMDİR?
1968 yılında Adana’da doğdum. İlk, orta, lise eğitimini burada tamamladıktan sonra İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme Fakültesi lisans eğitimimi tamamladım. Her zaman ilgimi çeken tekstil sektöründe çalışmaya karar verdim. Sektörde bilinen, büyük firmalarda genel müdür yardımcılığına kadar uzanan çeşitli görevlerde bulundum. Şu anda kendime ait firmamda yine aynı sektörde çalışmaya devam ediyorum.
Özellikle 25 yılı aşan profesyonel iş hayatım boyunca tanıştığım insanların birçok sıkıntı ve problemi ile iç içe oldum. Bile isteye olmasa da bir şekilde içinde bulunduğum durumların bir tesadüf olmadığını fark ettim ve zaman içerisinde zamanımın bir bölümünü bu sıkıntıları çözmelerinde yardımcı olmaya ayırmaya başladım. Ve fark ettim ki çözüm bulmak, insanlara yardımcı olabilmek beni öncelikle mutlu hissettiriyor, dahası yoğun bir tatmin duygusu yaşatıyor.
Sıkça Sorulan Sorular
Uygulama yüz yüze yapılan 1 veya 1,30 saatlik görüşmeler şeklindedir. Kaç kez bir araya gelineceği danışanın ilerlemesine göre belirlenir.
Öncelikle rahatsızlığın ne olduğunu anlamamız yerinde olur. Rahatsızlıklar, psikolojik anlamda artık altından kalkamayacak noktaya varan stres ve uzun süre meydana gelen yoğun çatışmaların biyolojik olarak anlam bulmasıdır. Yaşadığımız olumsuz olaylar bizi her zaman bilinç düzeyinde etki etmez, aksine bilinçaltımızda karşılık bulur, birikmiş olan benzer çatışmaları tetikler. Bilinç düzeyinde yaşadığımız herhangi bir şey bizi hasta etmez. Yani bir sabah kalkıp “ben bugün grip olmak istiyorum” diyerek grip olamayız.
Rahatsızlığa sebep olan, yaşanan olayın bilinçaltımızda bulduğu karşılıktır. Bilinçaltımız bize vermek istediği mesajı en net şekilde, bazen psikolojik bazen de fiziki rahatsızlıklar ile verir. Aslında bize çözümleyemediğimiz, sürekli içimize attığımız ve altından kalkamadığımız bu problemlerden artık kurtulma vaktimizin geldiğini söylemektedir. Her rahatsızlığın birçok olası sebebi vardır, yaşanan benzer şeyler kişiler üzerinde farklı etkiler ve anlamlar bulur. İşte bu sebeple danışanlar ile yüz yüze görüşmelerde yaşanan belli bir olayın o kişi üzerinde ne anlam bulduğunu bilinçaltından bilinç (farkındalık) düzeyine taşımayı hedefler, bu yolla beynimize vermek istediğin mesajı aldım, neden rahatsız olduğumu anladım deriz. Bu farkındalık beynimizde anlaşıldığı an, artık belli bir mesaj gayesi güden rahatsızlığa gerek kalmaz ve iyileşme başlar. Beynimiz ve onun kontrolünde olan vücudumuzun “rahatsızlık” olarak yoktan var ettiği bir şeyi, vardan da yok edebilecek kapasitesi vardır.
Hayır, “destekleyici” sistemler olarak bakmakta fayda var. Önemli olan kişinin hayatıdır, mevcut süregelen bir süreç içerindeyseler veya başlanacaksa kesinlikle danışana bu yönde de ilerlemesi önerilir ve cesaretlendirilir. Her ne yapacaksa beraberinde RECALL HEALING sistemleri önerilir. İlk hedef, rahatsızlığın ilerleyişinin önüne geçmek, daha sonra geriletmektir. Bazı çalışmalarda direkt olarak gerileme de gözükebilir. Ama her şey kişinin kendisine bağlıdır. Sistemin de ana prensibi “Kişiyi kendinden başkası iyileştiremez” esasına dayanır. Bu sistem de ve diğer tüm sistemler gibi kişinin iyileşme sürecini desteklemeyi hedefler…
Nasıl bir günde rahatsızlanmıyorsak aynı şekilde olumlu gelişmenin de bir günde olamayabileceği normal karşılanmalıdır.. İyi yönde ilerleme de rahatsızlığın hissedildiği ana kadar geçen zaman gibi bir süreçtir. Kendimize güvenimiz, daha iyi olmak için tercih ettiğimiz yönteme ve yöntemi uygulayan kişiye inancımız ne kadar kuvvetli olursa, bu süreç bizim için doğru olan en kısa süre olacaktır.
Şu anda mevcut hiçbir yöntem ne yazık ki 100% garanti verebilecek durumda değildir. Her yöntemin sonucu kişiye göre farklılık göstermesi doğaldır.
Şayet kişi bir türlü ilerleme kaydedemiyorsa bu da başka bir çatışmadır, o zaman bu konuya odaklanılır ve bilinçaltının neden rahatsız olmakta/kalmakta ısrar ettiği konusunda çalışmaya devam edilir. Bütün bu uğraşların nihai hedefi kişinin yaşamı ve o yaşamı sürdüreceği kaliteyi belirleyeceği için bıkmadan ve usanmadan , asla pes etmeden kendine yatırım yapmayı gerektirir. Ancak bu şekilde sadece kendimize değil sevdiklerimize olan sorumluluğumuzu da yerine getirmiş oluruz.
Tam da bu yüzden bu sistemler gelişmektedir. Asıl sormamız gereken soru, ilaç aldığım halde neden iyi yönde ilerleyeme sağlayamıyorum, ben neden fayda göremiyorum? Bu soruların cevabı araştırılırken ulaşılan sonuç, rahatsızlıkların gerçek sebepleri bulunup ortadan kaldırılmadan ki kişinin bazı şeyleri nasıl yaşadığını ve algıladığını sadece kendisi bilebilir, rahatsızlıklar bir süre bastırılsa bile içten içe devam eder. Bu nedenledir ki rahatsızlıklar hep tekrarlama eğilimindedir. En azından kişi hep bu korku ile yaşamaya çalışır. Ama elbette bu kesinlikle ilaç kullanmayalım, ilaçları tamamen reddedelim demek değil, amaç tüm ve sade çözümü ilaçlardan beklemek, bu uğurda alınan gereksiz ilaç kullanımı hakkında bilinçlenmeye katkı sağlamaktır.
Sebebi sistemdeki yüksek basınç olan bir su borusu kaçağının çözümü, çatlayan boruyu tamir etmek veya boruyu yenisi ile değiştirmek değil, yüksek basınç problemini çözmektir, aksi takdirde bir süre sonra yeniden kaçak olması muhtemeldir. Rahatsızlıkların asıl sebebini ortadan kaldırmadıkça yapılan uygulama ne olursa olsun kalıcı bir çözüm olamayacaktır. Tekrarlaması veya bu soruna bağlı başka bir duurm ortaya çıkması sadece bir zaman meselesidir. Aynen tekrarlayan rahatsızlıklar ve ardı arkası kesilmeyen sürekli kullanılan ilaçlar gibi…
Rahatsızlık denilen şeye, illa tıbbi açıdan isim verilmiş olması gerekmez, yaşam kalitenizi bozan sağlıksız herşey bir rahatsızlıktır ve her bir rahatsızlık, kendine özgü bir veya birden fazla çeşitte olası çatışma veya stres sonucu gelişebilir…En ağır, en acı verici rahatsızlıkların bile bir nezle kadar basit olabilir üstesinden gelinmesi… Daha önce belirtildiği gibi biz nasıl soy ağacımızdan gelen bir takım bizim kontrolümüz dışında etkiler/yükler nedeniyle rahatsızlanabiliyorsak, aynı şekilde bizden sonraki kuşaklar da bizim çözülmemiş problemlerimizin yükü altında rahatsızlanabileceği gerçeğini göz önünde bulundurmak, tüm bu olumsuz etkilerden kurtulabilmek için Recall Healing yapılması önerilir. Kendimiz için olduğu kadar bizden sonraki kuşakların daha kaliteli bir hayat sürmeleri adına, zaten belli bir rahatsızlık ile altı çizilmiş çatışmamızı çözmek ve böylece onları bu yükten kurtarmak bırakabileceğimiz en iyi miras olacaktır. Üst kuşakların belli bir çatışmasını çözmesiyle sorun zinciri kırılacak, bu çatışmaya bağlı sorun yaşayan altı kuşağın otomatikman yaşam kalitesinin artmasına katkı sağlanacaktır.
Özellikle küçük çocuklarda çok çok etkili bir yöntemdir RECALL HEALING. Çok küçük yavrularımızın kendileri ile değil, onların anne/babası ile çalışma yapılmaktadır. Çünkü küçük çocuklar, anne/babalarının çatışma ve stresleri nedeniyle sonradan rahatsızlanır veya öyle doğarlar. Yoksa bu kadar küçük yaşta, hayatla ne gibi bir çatışmaları olabilir ki. İyileşmeleri çok çabuk olabilmektedir, çünkü çocuklar anlatılanı ve söyleneni yetişkinler gibi kafalarında yargılayıp, değişik sonuçlar çıkarmaz, olduğu gibi alırlar…